Çubuk - Karagöl - Eğrekkaya - Kızılcahamam Gezimiz

       Daha önce yürüyüş için gittiğim Karagöl' e bu defa da eşimle birlikte bir motosiklet gezisi yapalım istedim. Karagöl' e ulaşmak  için  Esenboğa yolu üzerinden Çubuk istikametine dönerek Çubuk yolunu takip etmeniz gerekiyor. Çubuk içinden geçtiğinizde yoldaki tabelaları takip ederek kolaylıkla varabilirsiniz. Karagöl Ankara merkeze yaklaşık 70 km, Çubuk merkeze 28 km uzaklıktadır. Küçük ve derin bir krater gölüdür. Gölde Sazan ve bolca kurbağa bulunmakta fakat balık tutmak yasak :-))
     2011 yılında Tabiat Parkı olarak tescil edilmiştir. WC, giriş kulübesi ve otopark gibi tesisler bulunmaktadır. Saha işletmeciliği Çubuk Belediyesi'ne aittir. Sahip olduğu göl manzarası ve doğal yapısıyla yaz-kış günübirlik piknik ve dinlenme imkanı sunmaktadır. Göl etrafındaki orman içinde kaynak suları vardır. Bu sular çıkış noktasında oldukça soğuktur. Hatta kayaların aralarından çıkan suların son derece soğuk olmasından dolayı Ağustos aylarında dahi donduğu görülür. Ormanlık bölgelerde av hayvanlarına rastlamak mümkündür (avlanmak yasaktır). (wikipedia)

             Esenboğa Yolu'ndan Çubuk yol ayrımından Çubuk' a doğru sapıyoruz, Çubuk şehir merkezinde tabelaları takip ettiğinizde sizi Karagöl Caddesi üzerinden Karagöl' e kadar götürüyor, yol ayrımlarında tabelaları takip ederseniz kaybolmazsınız.

            

         

             Yol boyunca Karagöl' e yaklaştıkça manzara gittikçe güzelleşiyor...

   

           İlkbaharda yeşilin her tonunu görmek mümkün....

            Biz de selfie akımına uyduk...

          Veee sonunda Karagöl' e ulaşıyoruz, Çubuk' tan karnımız acıkır diye aldığımız yemeklerimizi göl kenarında bi güzel midemize indirdikten sonra resim çekmeye koyuluyoruz...

             Karagöl Manzarası...

              Karagöl kurbağa orkestrası...

     

                    Yemeğimizin bir kısmını paylaşıyoruz....

                   Karagöl etrafında birçok gölet bulunuyor.   Google earth üzerinde görülen yolları takip ederek göletlere kolaylıkla ulaşabilirsiniz. İşte burada bir enduro motorum olsa diye içinizden geçirebilirsiniz, ben şöyle bi tenereyle kendimi dağlara vurmak istedim :-)) Ama inazuma ile de gidebiliyorsunuz, fakat yol toprak ve bazı yerlerden yağmurdan oluşan oluklar bulunmakta. Karagöl' ün yukarılarında yol kenarında bir çok yerden su çıkıyor...

             Haritada ki göletlerden Karagöl' ün altında kalan iki gölete gidebildik, diğerine giderken hem yol çok bozuktu hemde Karagöl' den sonra yola  devam edeceğimiz için üst tarafta kalan gölete gidemedik.

          

    Bu Karagöl' ün altında kalan 1 numaralı gölet...

          Yaşasın bahar... Yaşasın maviii....

             Bu da Karagöl' ün altındaki 2 numaralı gölet...

          Gölette bir çift ördek vardı ama resimleyemedim :-((

          Gölet yakınlarında gördüğümüz yabani orkide (salep çiçeği), nesli tehlike altında !!!

          3 numaralı göleti ziyaret edememiş olsak da daha önce yürüyüş için geldiğimde o göleti de gezmiştik ve görmeye değer bir yer. Etrafında piknik yapabileceğiniz geniş bir düzlük bulunmakta.

         Daha sonra Karagöl bölgesinden ayrılıp Kızılcahamam Eğrekkaya Barajı'na doğru yola koyuluyoruz. Yol boyunca manzara süper. Yolun bir kısmı asfalt, yarısına yakını stabilize ve mıcırlara dikkat etmek gerek...

         Yol yaklaşık 34 km, yol boyunca köyler, yayla evleri var. Dere, çayır, orman, doğaya gözleriniz doyuyor. Biz kendimizi Karadeniz turuna çıkmış gibi hissettik...

"Önemli olan bir yere varmak değil, yolda olmak" sözü geliyor aklıma...

           Yol sonunda Eğrekkaya Barajı'na varıyoruz, mevsim yağışları az olduğu için sular hayli çekilmiş durumda. Etrafın yeşilliği gayet güzel, baraja girmek yasak ve etrafı çitle çevrilmiş.

      Gezinin son karelerini de çektikten sonra yola koyuluyoruz. Asıl planımız Kızılcahamam' da Soğuksu Milli Parkı' nı da ziyaret etmekti fakat artık saat ilerlediği ve evde küçük canavar bizi beklediği için direk Ankara' ya dönmeyi kararlaştırıyoruz, hem de buralara tekrar gelmek için bir bahanemiz oluyor.

      Başka bir gezide buluşmak üzere...